25 Ağustos, 2009

30 - Alice Harikalar Diyarında


Çocukken okumuştum Alice Harikalar Diyarında kitabını. Hatta küçük bir anım da var kitapla ilgili. Bir yerini sesli okuyordum ve annem "Kızım, alice değil alis diye okuyacaksın." diyordu. Yıllar sonra yazarı Lewis Carroll'dan yapılan birçok alıntı gördüm dil bilimi ile ilgili bir kitapta ve şaşırdım. Tekrar okumak istedim, ancak çekindiğimi itiraf etmeliyim. Düpedüz bu hikayeden veya hikayeyi betimleyen resimlerden korkuyordum.

Bir indirim fırsatını yakalayarak,
Alice's Adventures in Wonderland ve Through the Looking-Glass adlı iki kitaptan oluşan kitabı nihayet aldım. İngilizcesini okumaya karar vermiştim, çünkü dil oyunlarını görmek istiyordum.

İki kitabı da bitirdim ve dille yapılmış ilginç oyunları ve kitap hakkındaki değişik bilgileri paylaşmak istedim. İlk kitap 1865'te, ikinci kitap ise 1872'de yayımlanmış.
Kitabın illüstrasyonlarını Sir John Tenniel yapmış. İlk kitaba ait tüm çizimler bu adreste görülebilir.


İlk kitabın önsözünde kitabın nasıl ortaya çıktığı şu şekilde anlatılmış: "Alice'in yeraltındaki maceralarının hikayesi ilk olarak sözle, 1862 yılının sıcak bir Temmuz günü yapılan nehir kenarında bir piknikte, yedi yaşındaki küçük bir kızı ve iki kızkardeşini meşgul etmek için anlatıldı."


Yazarın gerçek adı Charles Lutwidge Dodgson ve kendisi Christ Church Oxford'da bir matematik öğretmeni. Alice Pleasaunce Liddell ise Dekan'ın kızı.

Kitabın başındaki bir şiirin şu kıtasından da hikayenin nasıl anlatılmaya başlandığını anlayabiliriz:

"Imperious Prima flashes forth
Her edict 'to begin it' -
In gentler tone Secunda hopes
'There will be nonsense in it!' -
While Tertia interrupts the tale
Not more than once a minute."

İlk kitap bir süre sonra oldukça ünlü oluyor ve o dönemdeki kraliçe Victoria yazarın diğer tüm kitaplarının kendisine getirilmesini istiyor. Tabii bu kitapların arasında aslında matematikçi olan yazarımızın "The Fifth Book of Euclid treated Algebraically, so far as it relates to Commensurable Magnitudes" isimli kitabı gibi matematik kitapları da var.

Ve kitabımız daha sonra çok ünlü olmuş şu cümlesiyle açılışı yapıyor: "Alice was beginning to get very tired of sitting by her sister on the bank, and of having nothing to do."

Tavşan deliğinden düşüş, içip yenilenlerle bir büyüyüp bir küçülme, gözyaşlarında yüzme, ilginç yaratıklarla tanışma fasıllarına da bir adım böylece atılmış oluyor.

Bana ilginç gelen ve hoşuma giden birkaç alıntıyı paylaşmak istiyorum:

'Mine is a long and sad tale!' said the Mouse, turning to Alice, and sighing.
'It is a long tail, certainly', said Alice looking down with wonder at the Mouse's tail; 'but why do you call it sad?'
Sağ taraftaki resimde de Alice'in hikaye(tale) hakkındaki görüşlerini görebilirsiniz.

'Do you mean that you think you can find out the answer to it?' said the March Hare.
'Exactly so,' said Alice.
'Then you should say what you mean,' the March Hare went on.
'I do,' Alice hastily replied; 'at least — at least I mean what I say — that's the same thing, you know.'
'Not the same thing a bit!' said the Hatter. 'You might just as well say that "I see what I eat" is the same thing as "I eat what I see"!'


'And how many hours a day did you do lessons?' said Alice, in a hurry to change the subject.
'Ten hours the first day,' said the Mock Turtle: 'nine the next, and so on.
'What a curious plan!' exclaimed Alice.
'That's the reason they're called lessons,' the Gryphon remarked: 'because they lessen from day to day.'

'Reeling and Writhing, of course, to begin with,' the Mock Turtle replied; 'and then the different branches of Arithmetic - Ambition, Distraction, Uglification, and Derision.'

İkinci kitaba geçtiğimizde ise aradan seneler geçmiş oluyor, ama yazarımız Alice ile vakit geçirmeye devam ediyor. Alice satranç öğreniyor bu dönemde. Roman kahramanlarımız da satranç taşları oluyor, genelde her birinden ikişer tane var, beyaz ve kırmızı: Red Queen(kırmızı vezir), White Knight(beyaz at), Red King(kırmızı şah) gibi.

Kitap ilginç bir içindekiler sayfasıyla açılış yapıyor.
Sayfada bir satranç tahtasını ve üzerinde, kitap boyunca karşılaşacağımız kişileri, yani satranç taşlarını görüyoruz. Alice beyaz piyon olarak yerini almış durumda. Piyonların hareketlerine göre içindekiler de şekilleniyor. Örneğin, 211. sayfada "Alice meets R.Q." deniyor, yani Alice Kırmızı Vezir'le karşılaşıyor.

Aynı zamanda içindekiler dik bir çizgi ile ikiye ayrılmış ve solda Alice'in hareketleri ve bunların olduğu sayfalar, sağda ise diğer piyonların hareketleri ve sayfaları var.

Sanırım bu şimdiye kadar gördüğüm en ilginç ve yaratıcı içindekiler sayfası!


Biraz da ikinci kitaptan alıntı yapalım:

'if it was so, it might be; and if it were so, it would be; but as it isn't, it ain't. That's logic.'
Bence burada p,q ile öğrendiğimiz mantığın kısa ve güzel bir açıklaması var: "p ise q" demektir ki aynı zamanda "q değil ise p değil".

...Humpty Dumpty began again. '... Impenetrability! That's what I say!'
'Would you tell me, please,' said Alice, 'what that means?'
...
'When I make a word do a lot of work like that' said Humpty Dumpty, 'I always pay it extra.'

Yazar, kitabın sonuna bir de şiir eklemiş, bu şiirde de başlarda alıntı yaptığım şiir gibi, hikaye dinlemek isteyen çocuklardan bahsetmiş.

Şiirin son iki kıtası ise şöyle:

In a Wonderland they lie,
Dreaming as the days go by,
Dreaming as the summers die;

Ever drifting down the stream -
Lingering in the golden gleam -
Life, what is it but a dream?

Oldukça ünlü olan bu iki kitap, sadece edebiyat dünyasında ve çocukların zihninde egemenliğini sürdürmekle kalmadı, müzik ve sinema dünyasına da sızmayı başardı. En belirgin örnek olarak Matrix filmini ele alabiliriz. Filmde Neo, aynen Alice'in yaptığı gibi Beyaz Tavşan'ı takip eder. Alice, gerçek bir tavşanı takip ederken, Neo bir dövmeyi takip etmektedir.
Müzik dünyasından bir örnek olarak da Jefferson Airplane'in White Rabbit şarkısını verebiliriz. Şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz, sözlerini aşağıya kopyalıyorum:

One pill makes you larger
And one pill makes you small


And the ones that mother gives you
Don't do anything at all
Go ask Alice
When she's ten feet tall

And if you go chasing rabbits
And you know you're going to fall
Tell 'em a hookah smoking caterpillar
Has given you the call
Call Alice
When she was just small

When men on the chessboard
Get up and tell you where to go
And you've just had some kind of mushroom
And your mind is moving low
Go ask Alice
I think she'll know

When logic and proportion
Have fallen sloppy dead
And the White Knight is talking backwards
And the Red Queen's "off with her head!"
Remember what the dormouse said:
"Feed your head
Feed your head
Feed your head"


Dipnot: Hikayenin korkutuculuğu konusunda fikirlerim az biraz değişti, ama hala insanı rahatsız eden birtakım unsurlar olduğunu düşünüyorum. Resimler hakkında fikrim hiç değişmedi!

4 yorum:

Jale Dinler dedi ki...

uygarlığı değiştiren 100 kedide de kedi dinah ile ilgili küçük bir hikaye var, ili çekici kısmını üşenmiyorum yazıyorum:
"...hayal ürünü olmasına rağmen kitapta çok da gizlenememiş birkaç gerçek kişi görülür.kahramanı tabii ki alice lidelldır. Robinson duckworth ördek olmuş, carrollın kendisi ise dodoya dönüşmüştür. (carroll kekemeydi, dolayısıyla soyadı ağzından genellikle do-do-dodgson diye çıkardı). kitapta alice durmadan kedisi dinahdan söz eder. Alice liddellin gerçek hayattaki üç renkli kedisidir dinah. ilginç olan şu ki, bu sözler metnin karanlık, adamakıllı sadistçe damarlarından birini oluşturur. örneğin harikalar diyarındanın başlarında alice kedisinin fare yakalamakta usta olduğundan söz eder, ama tam o sırada bir fareyle konuştuğunu unutmuşa benzer..." diye gidiyor :) bu arada robert duckworth gezideki kızların babası, alice de kızlardan biriymiş, gerçi aliceı yazmışsın :)

phoibe dedi ki...

kitabın önsözünde de bu bilgilerin hepsi veriliyor, hangi ismin nereden kimden geldigi:)
Bence kesinlikle okunması gereken kitaplar, berna bugune kadar korkuyordu gerci onu ısındırmak icin kitaba her yolu denedim sanırım basarmısım :)

aynı kitaplar hakkında benim de iki yazım var onlara da bakın ( reklamlar :))

yalnız uygarlıgı degistiren 100 kedi de iyiymis merak ettim,okumak isterim..

Berna Arslan dedi ki...

şu 100 kediyi ben de merak ettim, kanat atkaya bir yazısında bahsetmiş miydi, yoksa o şu kütüphane kedisi dewey miydi?

kediler alice'te bayağı yer alıyor gerçekten. Şu sırıtan cheshire cat filan da var.

Jale Dinler dedi ki...

kanat atkaya bahsetmişti :) ben de orda görmüştüm ilk defa. kütüphane kedisi dewey de sırada ama önce görkemli kaybedenleri bitirmem lazım :)
özlem yazılarına bakıyorum hemen