11 Nisan, 2010

131 - Neden Hayatlarımızı Dramatize Etmeye Meraklıyız

Pazar, Nisan 11, 2010 Gönderen Berna Arslan , , yorum yok

Başlarına gelen her olayı dramatize etmeye, uzun uzun anlatmaya, şikayet etmeye bayılan kişiler elbet vardır çevrenizde. Zaten hepimiz az biraz meyilliyizdir hayatlarımızda dram aramaya. Gençken daha çok aşk, aile ve anlaşılamama gibi  konulara yönelen dram isteğimiz, yaşlandıkça iş güç, sağlık konularına doğru da kayıyor sanırım. Amerikalı yazar Kurt Vonnegut ise bir konuşmasında bu dram isteğine çok güzel bir açıklama getirmiş kanımca.

Demiş ki, asırlardan beri insanlar fantastik hikayeler duymaya alışkınlar. Sorun ise, hayatın hikayeler gibi olması gerektiği düşüncesinde. Daha sonra tahtaya yandaki şekli çizmiş. Burada yatay çizgi geçen zamanı gösterirken, dikey eksen mutluluk seviyesini gösteriyor (misery=sefalet, ecstasy=aşırı mutluluk).

Sonra da Külkedisi hikayesini inceleyelim demiş bu grafiğe göre ve alttaki şekil ortaya çıkmış. Şeklin üstündeki yazıları Türkçe'ye çevirdim.

Daha sonra, duymaya alıştığımız başka bir klasik hikaye tarzı da tipik felaket senaryosudur demiş. Onun grafiği de hemen altta.
Bu hikaye tarzı asırlardır yazılıyor ve insanlar buna bayılıyor demiş yazar. Bunun sonucunda da, kendi hayatlarının da bu hikayelere benzer olması gerektiğini çıkarıyorlar. Ancak, bir problem var ki, gerçek hayatın grafiği şöyle:


Yazarın iddiasına göre, bu yüzden başımıza gelen birçok şeyi çok önemli zannediyoruz. Bu yüzden spora, savaşa yatkınız. Çünkü hayatımızı bir peri masalına çevirmek istiyoruz!

0 yorum: