30 Mayıs, 2011

276 - Neden Dedikodu Yaparız?

Pazartesi, Mayıs 30, 2011 Gönderen Berna Arslan , yorum yok

Herkes az biraz dedikodu yapar. Ailelerimiz, arkadaşlarımız hatta kişisel olarak tanımadığımız ünlüler hakkında konuşmayı severiz. Hakkımızda dedikodu yapılması ise kötü bir şey gibi gelir çoğumuza. Peki dedikodu yapmak gerçekten kötü mü?

Biliminsanları neden dedikodu yaptığımıza dair ilgi çekici fikirler ileri sürdü. Belgesel izliyorsanız bazı hayvanların büyük zamanlarını birbirlerini temizlemeye ayırdıklarını görebilirsiniz. Örneğin bir babunu arkadaşının tüylerinin arasından ayıkladığı organizmayı zevkle mideye indirirken görebilirsiniz. Kuşlar da birbirlerini temizlemeyi çok sever. Peki bu birbirini temizleme işi neye yarar, gerçekten amaç sadece temizlik mi?

Cevap şaşırtıcı şekilde hayır. Hayvanların bu tip davranışlarda bulunmalarının asıl nedeni toplumsal bağlanma. Temizleme davranışı bireyler arasında yakınlaşma sağlarken, bazı durumlarda sorunların çözümünde bile yardımcı oluyor. Bu davranış, insanlarda ise çok nadiren görülüyor. Antropolog ve evrimsel psikolog Robin Dunbar ise bu duruma bakarak insanların sohbet etmesinin bir tür temizleme yani "yakınlaşma" davranışı olduğunu söylüyor. Yaptığı ilginç bir araştırmada insanların sohbetlerini gizlice dinleyip bu sohbetlerin 30 saniyesini kaydeden Dunbar görmüş ki, insanlar konuşmalarının çok büyük bir bölümünü dedikodu yaparak geçiriyor. Önesürdüğü konuyla ilgili diğer bir fikir ise dilin, insanlarda hayvanlar arasındaki temizleme davranışının yerine geçerek onlara başka işler yapmaları için zaman kazandırıyor olabileceği.

Dedikoduya farklı bir açıdan yaklaşan bir diğer biliminsanı ise sosyal psikolog Jonathan Haidt. Haidt diyor ki, insanlar dedikodu yapar çünkü birbirimizin özelliklerini öğrenmeye ve buna uygun davranmaya ihtiyacımız var. Bu ahlaksal psikolojimizin temel taşlarından biri. Haidt, toplumsal başarımızı oluşturan anahtar noktanın karşılıklılık kuralının (altın kural) dedikodu ile birleşmesi olduğunu iddia ediyor. Altın kural ise "kendine nasıl davranılsın istiyorsan başkalarına öyle davran". Böylece genelde acımasız olan bir insanın bu özelliği hakkında dedikodu yaptığımızda diğerleri ona karşı nasıl davranılması gerektiğini öğreniyor. Dedikodu toplumsal bağları ve kişilerin özelliklerini onları tanımadan öğrenmemizi sağlıyor ve biz de gelecek için hazırlıklı oluyoruz diyebiliriz.



Bahsettiğim bu iki bakış açısı daha çok dedikodunun nereden ve ne sebeple ortaya çıkmış olduğunu açıklamaya çalışıyor. Tabii biz günlük hayatlarımızda yaptığımız dedikodu oranını çok da abartmasak iyi olur. Yani bu yazıdan çıkacak sonuç "İsviçreli bilimadamları da dedikoduyu destekliyor" değil =)

Bu arada kendi gözlemlerime dayanarak söylemeliyim ki kadınlar daha çok dedikodu yapar algısı olsa bile erkekler de dedikoduyu gayet sevmekte.



Kaynaklar:(1)http://en.wikipedia.org/wiki/Social_grooming
(2)http://www.livescience.com/4802-gossip-grooming-takes-long.html
(3)http://en.wikipedia.org/wiki/The_Happiness_Hypothesis

0 yorum: