18 Kasım, 2011

341 - Batıda "Ben", Doğuda "Biz"

Cuma, Kasım 18, 2011 Gönderen Berna Arslan , yorum yok

Bilim dünyası, ABD'liler ile Uzakdoğulular arasındaki kültür farklarını araştırmayı seviyor. Bu kültürler arasındaki farklar genelde bireysellik/toplumsallık adlı bir ölçüte indirgeniyor. Amerikan kültürünü bireysellik temsil ederken, Uzakdoğu kültüründe toplumsallık öne çıkıyor. Bireysel kültürlerde bireyin toplumdan ne kadar farklı ve bağımsız olduğu vurgulanıyor. Toplumsal kültürlerde ise bireyler arasındaki uyum ve diğerlerine karşı sahip olunan sorumluluklar önem taşıyor.

Bu kültür farklarının, kişiliği, olaylara bakış açısını, ahlak anlayışını ve hatta daha düşük bilişsel seviyelerdeki davranışları etkilediği düşünülüyor. Farkların ne kadar ileri gittiğini açıklayan bir örnek, Nisan 2004'te gerçekleşen bir rehine olayı. Irak'a gitmiş birkaç Japon orada rehin alınıyor ve serbest bırakılmaları karşılığında fidye isteniyor.

Bu gibi durumları sıkça Amerikan filmlerinde görürüz. Genelde masum rehineler, bir kahraman tarafından kurtarılır ve eve döndüklerinde kendileri de kahraman gibi karşılanır. Japonya'da ise durum tam tersine: Japon hükümeti başta olmak üzere Japon halkı rehineleri suçlu görüyor. Hükümetin 'Irak'a gitmeyin' uyarısına rağmen oraya giderek tüm halkı ve hükümette çalışanları zor bıraktıkları düşünülen rehineler, ülkelerine geri döndüklerinde öyle olumsuz şekilde karşılanıyorlar ki, terapi görmek durumunda kalıyorlar. Ayrıca döndüklerinde gördükleri tepkinin Irak'ta rehin kalma deneyiminden bile daha beter olduğunu belirtiyorlar.


Peki biz Türkler neredeyiz? Japonlar kadar toplumsal değiliz elbet. Bireysellik kültürü ise inceden inceye işleniyor ve özellikle gençler arasında yaygınlaşıyor. Ama bizde önemli olan bir kavram ortaya çıkıyor; o da aile. Türkler için aile çok önemli. Aileyi mutlu etmek, gururlandırmak, kişinin kendisini de mutlu ve gururlu hissetmesini sağlıyor. Kişi kendisini tanımlarken, ailedeki yerinden, aile ilişkilerinden de sıkça bahsediyor. 

Dipnot:  Konuyla ilgilenmek isteyenler Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın makalelerine bakabilir. Ayrıca burada ve şurada konu ile ilgili önemli kaynaklar var.

0 yorum: