15 Ocak, 2014

Konuk yazardan: "Finlandiya'da yaşamak"

Çarşamba, Ocak 15, 2014 Gönderen Berna Arslan , , , , 9 yorum

Bugün, Finlandiya'nın Oulu kentinde yaşamını sürdüren ve maceralarını "Bir Zamanlar Oulu'da" adlı blogunda samimi ve eğlenceli bir bakış açısıyla aktaran Ayşe Tosun Mısırlı, Bunu Bugün Öğrendim'e konuk oluyor.

Bize uzak diyarlardaki Finlandiya'nın insanlarını ve orada yaşamanın nasıl olduğunu aktarıyor.

Kendisine teşekkürler ve sizlere keyifli okumalar!



Sevgili Berna'nın nazik daveti üzerine, hayatınızda belki de hiç duymadığınız bir şehirde -Oulu'da- yaşayan, ve doktora sonrası araştırmacı olarak birtanecik kocasını İstanbul'da bırakıp buralara kadar gelen ben, bugünlük bu blogun konuk yazarıyım. Sizlerle ikinci senemi doldurdugum Oulu, Finlandiya ve buradaki yaşam hakkındaki fikirlerimi paylaşacağım, umarım okumaktan zevk alırsınız.

Önce kısaca nerede yaşadığımı anlatayım. Oulu, Finlandiya'nın kuzeyinde, kuzey kutup çizgisine ve "gerçek" Santa Klaus'un evine 200 km uzaklıkta, ve 190.000 civarında Avrupa'nın en akıllı insanlarının yaşadığı (evet "smartest city in Europe" ödülleri var!) küçük bir şehir. Finliler "küçük" sıfatını duysa itiraz ederler, çünkü onlara göre Oulu, birkaç büyük şehirlerinden birisi aslında...

Oulunun meşhur polis heykeli ve ana caddelerinden biri
Şehrin gelişmesinin en önemli sebeplerinden birkaçı Oulu Üniversitesi ve Nokia'nın bir zamanlar devasa olan araştırma merkezi olsa da birçok alanda hizmet veren yüksek teknoloji şirketleri ekonomiyi şu günlerde iyice kalkındırmış durumda. Yani eğer yazılım veya bilgisayar mühendisliği eğitimi aldıysanız Finlandiya ve Oulu sizin için güzel bir iş tecrübesi olabilir.

Yaz ayından bir kare, 22:30 gün batımı
Finli halk iki resmi dil birden öğrenmekle kalmayıp (Fince ve İsveççe) İngilizceyi de su gibi konuşabiliyor. O yüzden başka hiç bir dile benzemeyen Fince'yi öğrenmeden de burada senelerce yaşayabilir, hatta bir aile kurabilirsiniz.
 

Genel olarak yabancılara karşı çok yardımsever ve güler yüzlü davrandıkları için yaşam daha da kolay. Sağlık ve eğitim sisteminin ücretsiz, göçmenlik şartlarının da diğer Avrupa ülkelerine göre çok daha hafif olduğu bir ülke olması sebebiyle her sene nüfusu hızla artıyormuş, ancak yine de İstanbul'un bir semti kadar bile insan yaşamadığından burada çok huzurlu bir hayat sürebilirsiniz (Aradığınız buysa tabii).

Kemi şehrinde her sene kurulan buz otel ve arkasında donmuş deniz, gün batımı
Burada yaşamaya başladığımdan beri (Ağustos 2012) Finlilerin ne kadar kendilerine özgü bir kültürleri ve korumaya çalıştıkları alışkanlıkları olduğunu öğreniyorum. Bizim maalesef millet olarak hatırlamamız ve örnek almamız gereken bir durum bu. Bazı alışkanlıkları komik, bazıları garip olsa da kendi kendilerine ve mutlu yaşayan bir milletler sonuçta. Size ilginç birkaç örnek vermek isterim.

Finliler hakkında ilk söylenebilecek şey, aşırı utangaç olmaları ve neredeyse HİÇ konuşmamalarıdır. Gerçek hikayelerden alıntı yapmak gerekirse, akrabalarını ziyaret edip hiç konuşmadan oturup, kahve içip evlerine geri dönebilirler. Ya da çift olarak bir akşam yemeğine çıkıp bir iki kelime etmek dışında konuşmadan eve dönebilirler. Davet edildikleri bir yemeğe katılıp yine sessizce yemeklerini yiyip herkesle birlikte kalkıp gidebilirler. Evli çiftlerin de hiç konuşmadan evlerinde oturdukları ve kendi hobileriyle vakit geçirdiklerini de duymuşluğum var.
Ren geyiği yarışları için hazırlanmış geyikler
Aslında şimdiye kadar hiç bir şey hakkında şikayet eden (memnun olmasa bile) veya sinirlenip bağıran bir Finli de görmedim galiba. Bu da biraz utangaç olmalarına bağlı olabilir. Utangaçlık konusunda dünya çapında bir sıralamadan birincilik alabilirler. İnsanlarla tanışmaları ve sohbet etmeleri ancak ÇOK sarhoş olduklarında mümkündür. Zaten bütün dünya düzenine zıt olarak, ilişkilerde de ilk hareketi kadınlar yapar. Ama yine çok sarhoşlarsa :)

Yani gündüz sessiz sakin oturan Finlilere aldanıp gece kulüplerinde rahatsız edilmeden keyfinizce dans edebileceğinizi düşünmeyin. Zira yanınızda biri olsun olmasın, sapıkça gözlerini dikip bakabilir, gereksizce yakın bir mesafede yanınıza dikilip konuşmaya çalışabilirler. Bunu da gündelik hayatlarında iletişim konusunda hiç pratik yapmamalarına bağlamak mümkün.

Finliler en çok kadın - erkek eşitliği konusunda bizimle bir hayli zıt bir hayat sürüyor. Aslında eşitlikten öte kadınların üstün olduğu ve onların hayatı çekip çevirdiğini görebilirsiniz. Viking soyundan geldikleri için midir bilmem, burada çok güçlü ve erkeğe, soyunu devam ettirmek dışında, ihtiyacı olmayacak kadar özgüvenli ve bağımsız kadınlar görebilirsiniz.


Oulu'nun meşhur adalarından birine uzaktan bakış (arada yine donmuş deniz)
Finlilerin bir başka, ve bence çok ilginç özellikleri kendi başlarına saatlerce ve sessizce vakit geçirmekten ve doğada olmaktan zevk almaları. Ama bizim anladığımız gibi bir pazar günü sahile/pikniğe gitmek ya da kısa bir doğa seyahatine çıkmak değil söz ettiğim. Kişisel yaşam alanlarını çok önemsedikleri ve yalnız kalmayı çok sevdikleri için, bütün tatillerini ormanın ortasında, mümkünse elektrik ve su tesisatı bile olmayan kulübelerde geçirmeyi pek severler. Yaz tatilinde ne yapıyorsun sorusuna verdikleri cevap da genellikle bu kulübelere gitmek, ormanda çilek ve böğürtlen toplamak şeklinde olabilir. Kısacası gerçekten yalnız ve doğa ile başbaşa kalmayı seviyor bu Finliler. Onlar için akşam iş çıkışı arkadaşlarla bir kafeye/ bara gitmek ve biraz laflamak dünyanın en anlamsız aktivitesi. Hem ne konuşacaklar ki? Zaten sohbet etmeye çalışmak, konu bulmak falan da stresli bir şey sonuçta, ne gerek var ki?

En en önem verdikleri konulara değinmeden bitirmek istemiyorum, o da güven ve dakiklik. Bir Finli'nin size güvenmesini istiyorsanız uzuuun bir müddet çabalamanız gerekebilir. Oldukça içine kapanık olmaları saf oldukları anlamına gelmiyor. En nihayetinde insan ırkından geldiklerinden, Finliler de hakkınızda dedikodu yapabilir, sizi gruplarının içine almak istemeyebilir ve bunu da açıkça dile getirir. Sadece sizi uzun bir süre gözlemlemeleri gerekiyor, hepsi bu. Bize kalsa yeni geleni yemeğe çıkarır, şehri gezdirir, iyice konuşturur tanımaya çalışırız, hatta potansiyel eş adayı ise anneler hamama götürür, her tarafını (!) iyice bir inceler, değil mi ama? O yüzden eğer siz de tipik bir Türkseniz, burada yaşamak ciddi bir şok etkisi yaratır baştan söyleyeyim. Alışınca seviliyor ama, o da ayrı :) Kimsenin kimseyi rahatsız etmekten yaşadığı, sessiz sakin ve güvenli hayat; daha ne olsun!

Dakiklik konusuna gelince, gayet ciddiyim. Geç kalınmasını sevmezler, erken gelinmesini de. Vaktinde görüşmelerine katıl, fazla uzatmadan ne konuşacaksan konuş ve ayrıl kardeşim. Herkesin bir özel yaşantısı var, değil mi ama!


Kısacası Türkiye'ye en zıt yaşam nerede derseniz, Finlandiya'yı öneririm.


Uzuuun ve karanlık geceler, daha soğuk olamaz dedirten ve gittikçe daha da soğuyan karlı günler, sonrasında uzuun ve muhteşem güneşli günler, yeşilin her rengini görebileceğiniz gerçek bir sonbahar mevsimi, kuzey ışıkları, güvenli ve sakin bir yaşam, Avrupa'ya göre gayet dolgun bir maaş ve güzel erkekler ve kadınlar işin bonusu. Ama unutmayın ki "karanlıııık" diye duvarları tırmaladığınız, kat kat giyinmekten nefes alamadığınız, uçak biletlerine herkesten daha fazla para vereceğiniz, hepsi ithal ve pahalı meyve-sebzeleri gördükçe "ahh memleketim" diyeceğiniz ve muhtemelen en garip insanları bir arada göreceğiniz de bir gerçek. Karar sizin.

Benim gündelik hayatım ve komik hikayelerimden daha da duymak isterseniz de bloguma buyrun. Herkese sevgiler :)

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazınızda yer alan bir hususu düzeltmek isterim. Finlandiyalılar viking kökenli değildirler. Dünya üzerinde Orta Asya kökenini %58 ile gen havuzlarında en yüksek oranda barındıran "finogur" olarak belirtilen bir ulustur. Ha bundan ırkçılık yaptığım ve Finlandiya Türkiye gen akrabalığı çıkardığım anlaşılmasın lütfen. Zira Türkiye sınırları içinde Orta Asya kökeni sadece %2 dir. Bilginize sunulur..

aycanhayatadair dedi ki...

gidip yaşamak geldi içimden. herhalde orada olsam millet kaçacak yer arardı benim çenem hiç durmaz :))

Adsız dedi ki...

9 sene boyunca Bursa'da yaşadım. İşyerim BUrsa'da halkın Oğullu dediği bir caddedeydi. Kardeşim bu nasıl bir cadde ismi deyip araştırdığımda aslında Oğullu'nun Oulu olduğunu, Bursa'nın Oulu ile kardeş şehir olduğunu öğrendim.

Unknown dedi ki...

Tir soforuyum orda is bulabilirmiyim maas durumu nasil

Adsız dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş ancak lütfen FinLİler şeklinde yanlış yazmayı bırakın. Finler demek yeterlidir. Fin ırkıdır onlar ve Finliler demek "Türklüler" demekle aynıdır.

Aslı dedi ki...

Ben de bir bilgi eklemek istedim. Fantstik olan noel baba karakterinin evi finlandiyadadır. Ama gerçek aziz nikolanın mezarı ve evi bugün antalya şehri sınırlarında demrededir.

Paylaşım için teşekkürler.

Unknown dedi ki...

Ya arkadas oyle bir anlatiyorlarki . Sanki biz finlandiya da degil baska ulkede yasiyoruz. Birazda gerceklerden bahsedelim. Finlandiya surekli soguk,kisin gunese hasret kalirsiniz. Finlandiyalilar genelde pek konuskan degillerdir, helede yabancilara karsi. Alkol buyuk sorun ulkede,hergun sarsos ortada bagiran insanlar. Hele cumartesileri. Fince bilmiyorsaniz is bulmaniz cok zor. Ve ingilizceyide oyle herkes sakir sakir konusmuyor. Finlandiya ekonomisi suan iyi durumda degil. Cok sayida is yeri kapatildi .

uluyoruk dedi ki...

Sayin arkadasim nerden biliyorsun turkiyede yuzde 2 oraninda ortaasya kokenli insanlarin oldugunu sen kendini turk saymayabilirsin ama benim boyum. Oguzlarin karakecili asiretindendir ve senin kimlere hizmet ettigin bellidir ne mutlu turk irkindan olana

Unknown dedi ki...

Var mı canım ülkem gibisi.Herkese kendi ülkesinde sağlık ve huzurla yaşamak nasip olsun