11 Aralık, 2013

535 - Basitçe ve çok ucuza hayvan barınağı yapın

Çarşamba, Aralık 11, 2013 Gönderen Berna Arslan , , 1 yorum
Bir arkadaşım geçtiğimiz hafta çocuğuyla bu güzel projeyi hayata geçirmiş, ben de kendisinin paylaştığı şu video ile hayvan barınağı yapımının basit yöntemini öğrendim:


Gerçekten ucuza mal edeceğiniz bu barınaklarla hayvanların hayatını kurtarabilirsiniz. İhtiyacınız olan malzemeler de nalbur veya yapı marketlerden kolayca bulunur cinsten:  Koli, koli bandı, güçlendirilmiş koli bandı, foamboard köpük, maket bıçağı. 

Arkadaşım yaklaşık 20 lira harcadığını söyledi. Yaptıkları barınağın uçmaması için içine de taş yerleştirmişler. Ve elbette halkımızın ne yapacağı belli olmadığı için de üzerine cd kalemiyle "kedi barınağı" diye eklemişler. 

Büyük bir iyilik, bu soğuk kış günlerinde yapacağınız en güzel işlerden biri...

09 Aralık, 2013

Konuk yazardan: "Orange is the new black"

Pazartesi, Aralık 09, 2013 Gönderen Berna Arslan , , 1 yorum
Bugün "Hayallerim, Delorean ve Sen" blogunun sahibesi bize konuk oluyor. Kendisine teşekkür ediyorum ve sizi yazısıyla başbaşa bırakıyorum.



Bunu Bugün Öğrendim’de konuk yazar olmak büyük mutluluk! Bu yazıda Orange Is the New Black adlı diziden bahsetmek istiyorum.

Arrested Development’ı dördüncü bir sezon ile sevenleriyle buluşturan Netflix’in bu senenin Temmuz’unda izleyiciyle kavuşturduğu Orange Is the New Black zeki ve kadın elinden çıkma bir komedi-drama. Dizinin yaratıcısı Jenji Kohan. Kohan, başrolünde Mary-Louise Parker’ın olduğu Weeds adlı Showtime dramasının da yaratıcısıydı ve bir dönem Gilmore Girls’de yapımcılık yaptı. Kadın gözünden kadınlarla ilgili cesur ve çok katmanlı bir diziyi izlememek olur mu?

Orange Is the New Black, bir anı kitabına dayanıyor. Piper Kerman’ın hapishanedeki deneyimlerini anlattığı aynı adlı anı kitabına. Başrol Piper Chapman, Taylor Schilling’e emanet edilmiş. Chapman, otuzlarında, toplumun yüksek orta sınıfından nişanlı bir kadın. Yirmili yaşlarının başında, üniversite sonrası deneysel evresinde tanıştığı ve aşık olduğu uyuşturucu karteli çalışanı kız arkadaşına hizmetinde ufak bir yardımda bulunuyor. Yıllar sonra işlediği bu ufak suçtan ötürü hapishanede 15 ay geçirmesi gerekiyor.

Chapman’la beraber içine girilen bu hiç de tanıdık olmayan mekânda seyirci de onunla beraber düzeni kavramaya çalışıyor.  Adalet sistemi, suç ve suçlu kavramları, hapishanede mahkûmiyetlerinin bitişlerini bekleyen kadınlar üzerinden kurcalanıyor. Hem de olabilecek en eğlenceli ve mizah dolu şekilde. Ayrıca kendini bulma ve sorgulama hakkında insani ve samimi biri dizi oluşuyla da dikkat çekiyor.

Orange Is the New Black, sadece ana karakterlerine yatırım yapan ve  yan karakterleri onları beslemek ve onların etrafında dönmesi için bir çeşit “uydu” anlayışında kullanan dizilerden değil. Dizi, karakterlerinin hepsinin hikâyesine uğruyor zaman zaman. Mekân hapishane olunca, izleyici yollarının sonu buraya açılan kadınların hikâyelerini merak ediyor. Bu merakı karşılıksız bırakmayan Kohan, güzel ve kalp kıran yaşam öykülerini romantik bir realizm ile anlatıyor. Her bir bireyin üzerinden toplumsal eleştirisini de yapıyor.  Binlerce yıldır süren cinsiyet ayrımcılığı sık sık masaya yatırılıyor. Yer yer dolaysız olarak kadınların hikâyeleri üzerinden, yer yerde kök salmış, çürümüş zihniyetlerin hareketleri üzerinden.



Sisteme yapılan eleştiriler ise Orange Is the New Black’i çok değerli bir esere dönüştürüyor.  Dizinin LGBT bireyleri barındırması –Laverne Cox’un (kendisi de bir transseksüel) canlandırdığı transseksüel karakteri sosyal medyada oldukça ses getirdi-  ve onların hikâyelerine yer vermesi, diziyi hem hapishane duvarları ardında toplumdan izole edilmiş her kadın mahkum, hem de her gün toplum içinde soyut duvarlarla dışlanılmaya çalışılan diğer kadınlar için bir tür sözcü konumuna  getiriyor.

Oyuncu kadrosunun başarısının da altı çizilmeli.  Aktrisler rollerinde çok başarılılar. Bütün karakterler bu inanılmaz başarılı aktrislerin elinde unutulmazlaşıyor. Ödül törenlerinde unutulmamaları dileğiyle…



Orange Is the New Black 2014’te ikinci bir sezon ile geri dönecek. 

02 Aralık, 2013

534 - Okul Katliamları: Neden Oluyor?

Pazartesi, Aralık 02, 2013 Gönderen Berna Arslan , yorum yok
Özellikle ABD'de gerçekleştiğini duyduğumuz okul katliamları oldukça trajedik boyutlara ulaşıyor. 1996'dan günümüze baktığımızda ABD'nin çeşitli eyaletlerinde 45 katliamın yaşandığını görüyoruz. Avrupa ve ABD'nin durumunu aşağıda özet olarak görebilirsiniz.


Okul katliamlarında genelde katil kendini öldürüyor, bu da onunla konuşup nedenlerini anlama olanağını ortadan kaldırıyor. Ama hayattaki katillerden edinilen bazı bilgiler şöyle: Üçte ikisi okulda dalga geçilmeye ve kötü davranışlara maruz kalıyor. Dörtte üçü önemli bir ilişkide büyük bir değişiklik yaşıyor, örneğin sevgiliden ayrılma gibi. Çok azında zihinsel bir rahatsızlık var, ancak yarısından fazlası çok umutsuz veya depresif hissettiğini söylüyor. Silah bulmaları oldukça kolay olmuş, ya evlerinden almışlar, ya da satın almış veya çalmışlar. Bazılarına ise aileleri silah hediye etmiş!

ABD'de bu katliamların sebepleri tartışılıyor. Bazıları bu cinayetleri gerçekleştirenlerin okulda dalga geçilen ve dışlanan çocuklar olduğunu ve intikam almak istediklerini söylüyor. Bazıları ise yeni nesil çocukların disiplinsiz büyüdüklerini ve eğitim sisteminde başarı ile başarısızlık arasındaki farkı göremedikleri için hayatta nasıl davranacaklarını bilemediklerini iddia ediyor. 

Katliamları gerçekleştirenleri inceleyen Frank Robertz ise şöyle diyor:  Bu sorunlu gençler ilk başta fantazilerini kendilerine saklıyor, ama zaman içinde arkadaşlarıyla veya internetteki sohbet odalarında fikirlerini paylaşmaya başlıyorlar. Daha önceki katliamlardan ilham alıyor ve ünlü olmak istiyorlar. Bu fikirlerin harekete geçmesi ise genelde birkaç seneyi buluyor. Yani ani bir öfke nöbetinin sonucu değil. Klinik psikolog Al Carlisle ise genç yaşta şiddete tanık olan veya maruz kalan çocukların ileride acımasız fantazilere yatkın olduklarını söylüyor. 

Bu katliamların ve/veya bu katliamlardan sonra medyanın röportaj yaptığı ailelerin düzmece olduğunu iddia edenler de var. Hatta bazı katliamların hükümet tarafından organize edildiği de iddia ediliyor. Özellikle Sandy Hook İlkokulu'nda yaşananları komplo olarak değerlendiren büyük bir kesim mevcut.


Kaynak:  
http://www.statisticbrain.com/school-shooting-statistics/
http://www.mibazaar.com/schoolshootings/
http://powerreporting.com/files/shoot.pdf