17 Ocak, 2013

480 - Kendi zamanınızın hırsızı mısınız: Erteleme alışkanlığı

Perşembe, Ocak 17, 2013 Gönderen Berna Arslan , , , yorum yok

Bugünün işini yarına bırakanlardan mısınız? Ben onlardan biriyim. Terziye gitmesi gereken giysiler aylarca bir köşede durur, doktor randevusu çıkmaz ayın çarşambasına planlanır, yapılacak işler son dakikaya kadar bekletilir. Aslında erteleme alışkanlığı az ya da çok hepimizde var. Zaten bu yüzden yeni yıla girerken insanlar kendilerine yeni yıl için bir amaç listesi yapar, sonra da yılın ikinci haftasında bu listeyi unuturlar.

"Şimdiki zaman eğilimi" diye adlandırılan bu önyargımız nedeniyle gelecekte yapacağımızı düşündüğümüz şeylere bugün bir türlü başlayamıyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri spor salonuna kaydolan ve bir-iki kez giden, hatta hiç gitmeyenler. 
Ertelemeyi bırakacağım... Yarın
Erteleme huyumuz yüzünden bir gün okuyacağımız kitapların, izleyeceğimiz filmlerin listesi kabarıyor; bir gün İspanyolca öğreneceğimize inanıyoruz ve bir gün mekik çekeceğimiz için bugün bilgisayar oyunu oynamayı tercih ediyoruz. Son olarak bir gün hayatımızı değiştireceğimiz -ve hayallerimizi gerçekleştireceğimiz- umudumuz hiç sönmüyor. (Bu noktada insanlık için üzülmekten başka yapacak bir şey yok galiba. Bazen ortalama bir insan ömrü uzun olduğu için hayatımızı rutin işlerle ve ertelenen hayallerle geçirdiğimizi düşünüyorum.)

Ertelemeye karşı savaş açmaya karar veren bir kişi ne yapar? Elbette yapılacak işlerin listesini yapma, bir ajanda tutma, telefondan/internetten bu ajandayı takip etme... Ama bunlar sonuç vermez, çünkü erteleyen kişi zaman yönetiminde kusurlu değildir. Sorunu şimdiki ile gelecek zaman arasında kötü seçim yapmasıdır. Bu noktayı birazdan detaylandıracağım.


Erteleme konusunda ne kadar kötü olduğunuzu anlamak için şu örnekteki kararınızı gözden geçirin: Bir ders için toplam üç makale yazmanız gerekiyor. Bu üç makalenin teslim tarihleri için nasıl karar verirdiniz? a) Hepsini üç hafta sonra vermek b) Üçü için ayrı ayrı teslim tarihleri belirlemek ve bu tarihlere uymak (yoksa sıfır alınacak) c) Her hafta bir tanesini teslim etmek. Bu dersi alan sınıf üç gruba ayrılmış ve her grup bu stratejilerden birini belirlemiş. Sizce en başarılı olan hangisi? C sınıfı, yani her hafta bir makale teslim eden sınıf en başarılı olurken; benim de içinde olduğum, üç makaleyi son güne bırakan A sınıfı en başarısız olmuş.

Erteleme alışkanlığının üstesinden gelinebilir mi? Bu alışkanlığa sahip insanlar baskı altında iyi çalıştıklarını söylerler. Bunun aslında işleri ertelemek için bir bahane olduğu düşünülüyor. Erteleme alışkanlığını yenmenin yolu gelecekteki kendinize güvenmemekten geçiyor. Örneğin kilo vermek istiyorsanız "pazartesi rejime başlıyorum" demek yerine önceden hazırlanmış bir diyet programına evet deyip parayı yatırarak her gün onların size yolladığı yemeği yemeyi kabul edebilirsiniz. Benzer şekilde internetin dikkatinizi dağıtmasını istemiyorsanız Freedom gibi bir program satın alarak bilgisayarın internet bağlantısını belli bir süre boyunca kesebilirsiniz (telefon tehlikesi devam ediyor tabii).
Yapmanız gereken başka şeyler varken başaracağınız işlerin sınırı yoktur.
Kısacası, yapmamız gereken, gelecekteki halimize bel bağlamamak ve gelecekteki kendimizi istediğimiz şeyi yapmaya bugünden mecbur bırakmak. Örneğin, kendi durumumda ertelemeyi şöyle engellemeye çalışıyorum: Yapılacak işleri teslim edeceğim kişiye teslim edeceğim tarihi önceden bildirmeye çalışıyorum. Yine de pek işe yaramıyor. O zaman biraz da ertelemenin kaynağına inelim. Neden erteliyoruz?

Stres, yapılacak işlerin çokluğu, tembellik, motivasyon eksikliği, disiplin eksikliği ve üç yazıda (bir, iki, üç) uzun uzun yazdığım mükemmeliyetçilik, erteleme nedenleriniz olabilir.
Erteleme döngüsü: Yarın yaparım -> asla yapmamak / tam son tarihinden önce yapmak
Ertelemeyle ilgili en büyük sorun ise şu: Kaçtığınız işleri yapmaktan bu işler sizi mutsuz edeceği için kaçarken, erteleme döneminde de mutsuzsunuz. Ertelemek, büyük bir psikolojik yük demek. Aslında yapılması gerekenler zamanında bittiğinde kişi kendini çok daha rahat ve mutlu hissediyor. Ertelemeyi yenmek için önerilen birkaç yöntem daha bulunuyor: Başka birinin, örneğin bir arkadaşınızın durumunuzu kontrol etmesini sağlamak; yapılacak işlere ödül koymak, örneğin bir işi bitirince bir dilim pasta yemek; yapacağınız işi küçük adımlara ayırmak ve yavaş yavaş ilerlemek, acil ve acil olmayan işleri ayırarak iş listesi hazırlamak...

Açıkçası erteleme alışkanlığını yenebilir miyiz bilmiyorum, ancak bazı insanlar için bu alışkanlık sonradan kazanılmışken, bazıları küçüklüğünden beri erteleme alışkanlığını sahip. Sonradan kazanılmış alışkanlığı yenebileceğimize dair küçük bir umudum var sanırım.

Not: Bu yazı yapılacak bir işi ertelerken yazılmıştır. 

Önemli not: Bu yazıyı yazdıktan sonra arkadaşım bir bağlantı paylaştı ve orada okuduğum bir yorum sayesinde erteleme alışkanlığımı yendim (şuradaki tavsiyeler). Bu tavsiyeye gelince: Ertelemenin bir alışkanlık değil bir bağımlılık olduğunu söylüyor. Bağımlılığın tanımının, bir alışkanlığın zararlı olduğunu bile bile devam ettirilmesi olduğu düşünülürse çok mantıklı. Aynı zamanda yorumun yazarı ertelemenin dünya tarihinde en az anlaşılmış ve araştırılmış bağımlılık şekli olduğunu da söylüyor. İki önerisi daha var. Bunlardan biri ertelemenin gerçek sebebini anlamak, çünkü herkes için farklı bir sebep olabilir. İkinci ve önemli nokta ise ertelemenin insana neler kaybettirdiğini anlamak. Kronik bir erteleyici iseniz HAYATI ıskalıyorsunuz demektir. Hayatı otopilota almış gibi yaşamaya dur deyin!

Bir not daha: Ertelemeyle ilgili harika bir animasyon için buraya tıklayın

Kaynak:
http://youarenotsosmart.com/2010/10/27/procrastination/
http://www.newyorker.com/arts/critics/books/2010/10/11/101011crbo_books_surowiecki 
http://www.stevepavlina.com/articles/overcoming-procrastination.htm

Resim kaynak:
http://www.whywesuffer.com/wp-content/uploads/2011/11/WWS-Procrastinate1.jpg
http://i.qkme.me/2fml.jpg
http://www.dudelol.com/img/procrastination.jpg
http://25.media.tumblr.com/tumblr_m2e92nPjpQ1qc4uvwo1_500.jpg

0 yorum: